Prenses ve Bezelye Tanesi

Prenses ve Bezelye Tanesi

Prenses ve Bezelye Tanesi masalı, gerçek bir prensesin nezaket ve hassasiyetle anlaşılacağını anlatan Andersen’in klasik hikayesidir.

Prenses ve Bezelye Tanesi, gerçek prensesliğin dış görünüşten çok nezaket, hassasiyet ve içsel zarafetle ortaya çıktığını anlatan Andersen masalıdır. Kraliçe, 20 yatak altına bir bezelye koyarak kızın hassasiyetini sınar; kız sabah rahatsız olduğunu söyleyince gerçekliği anlaşılır.

Prenses ve Bezelye Tanesi Özeti

Evlenmek için doğru kişiyi arayan prens, fırtınalı bir gecede saraya sığınan genç bir kızla tanışır. Kraliçe, onun gerçekten prenses olup olmadığını anlamak için yirmi yatağın altına küçük bir bezelye tanesi yerleştirir. Genç kız sabah uyuyamadığını söyleyince, hassasiyeti ortaya çıkar ve gerçek prenses olduğu anlaşılır. Böylece prens ve prenses evlenir ve masal mutlu bir sonla biter.

Prenses ve Bezelye Tanesi Masalı

Bir varmış bir yokmuş… Çok ama çok eski zamanlarda, uzak diyarların birinde genç ve yakışıklı bir prens yaşarmış. Bu genç prens artık evlenme çağına gelmiş. Kral ve Kraliçe, oğullarının evlenmesini çok istiyormuş. Ne var ki prens, sevebileceği hem akıllı hem de güzel bir prenses bir türlü bulamıyormuş.

Akıllı ve güzel olmasının yanında, hassas ve duyarlı olmasını da istiyormuş. Prense göre kral kızı olmak, gerçek bir prenses olmak için yeterli değilmiş. Gerçek bir prenses; nazik, hassas, duyarlı, akıllı ve elbette güzel olmalıymış. Ancak prens, bu özelliklere sahip bir prensesi henüz bulamamış.

Bunun için seyahatlere çıkar, diğer ülkelerdeki krallıkları ziyaret eder, birçok prensesle tanışırmış. Hatta uzak krallıklardan birinde, meşhur “12 Dans Eden Prenses”lerle bile tanışmış. Onlarla arkadaşlık etmiş, konuşmuş, onları tanımaya çalışmış. Ne var ki hiçbirini beğenmemiş.

Günlerden bir gün ülkelerine kış gelmiş. Her yer karla kaplanmış. Seyahat edilecek aylar çoktan geride kalmış. Prensin de sarayda canı çok sıkılıyormuş. Vaktini bol bol kitap okuyarak geçiriyor, bazen resim yapıyor, bazen de kar yağmadığında atına binip sarayın çevresinde dolaşıyormuş.

Prens yine bir gün atla çıktığı gezintiden saraya dönerken, sarayın duvarlarının yakınında genç bir kız görmüş. Genç kız perişan haldeymiş. Üstü başı kir içinde, ıslanmış ve soğuktan neredeyse donacak gibiymiş. Prens hemen atından inmiş, genç kıza yardım edip onu saraya götürmüş.

Saray çalışanları genç kızı hemen bir odaya çıkarmış ve ona temiz giysiler vermişler. Soğuktan bitkin düşmüş olan genç kız, bu yardıma çok sevinmiş. Güzelce temizlenmiş, verilen giysileri giymiş. Ardından saray görevlileri onu yemek salonuna götürmüşler. Prens, Kral ve Kraliçe onu bekliyormuş.

Genç kız yemek salonuna indiğinde, tüm bu iyilikler için prense, krala ve kraliçeye teşekkür etmiş. Hep birlikte yemek yeyip sohbet etmişler. Genç kız, uzak ülkelerden birinin prensesi olduğunu; akrabalarından dönerken dönüş yolunda çığ düştüğünü, at arabalarının ve yanındakilerin maalesef kurtulamadığını anlatmış.

Kral, hemen babasına haber gönderilmesini istemiş. Ancak Kraliçe genç kızın anlattıklarına şüpheyle yaklaşmış, pek inanmamış. Yine de kibarca:

“Yarın elbette haber gönderilmesini sağlarım,” demiş.

Prens ise genç kızı çok beğenmiş; onu korkusuz, akıllı ve aynı zamanda nazik bulmuş. Kraliçe, oğlunun genç kıza ilgisini görünce, ona fısıltıyla:

“Acele etme. Bu gece onun gerçekten hassas bir prenses olup olmadığını anlayacağım,” demiş.

Ardından “Odanızı kontrol edeyim,” diyerek yanlarından ayrılmış.

Kraliçe doğruca genç kıza ayrılan odaya çıkmış ve çalışanlarına:

“Yirmi tane yatağı üst üste koyun,” diye emir vermiş. Sonra, en alttaki yatağın altına bir adet bezelye tanesi yerleştirmiş. Genç kızı da “dinlenmesi için” odaya çıkarmışlar.

Ertesi sabah kahvaltıda tekrar buluşmuşlar. Sohbet ederlerken Kraliçe, genç kıza:

“Rahat uyuyabildiniz mi? Biraz yorgun görünüyorsunuz,” diye sormuş.

Genç kız mahcup bir ifadeyle:

“Size çok zahmet verdim. Çok güzel bir yatak hazırlatmışsınız. Ne var ki… Sanırım yatağın altında bir şey vardı. Bütün gece rahatsız etti, uyumamı engelledi,” demiş.

Kraliçe, genç kızın bu sözleri üzerine:

“Çok üzüldüm sayın prenses. Hemen çalışanlara baktırırım,” demiş.

Evet… Kraliçe, genç kıza ilk kez “prenses” diye hitap etmiş. Prens ve Kral şaşkınlıkla ona bakmışlar. Ardından ailece başka bir odaya geçmişler. Kraliçe orada:

“Bu kız gerçek bir prenses… Hem hassas hem narin. Oğlum, eğer onu beğendiysen ve Kral baban da onaylarsa, evlenme teklifi yapabilirsin,” demiş.

Prens hemen genç prensesin yanına giderek:

“Prensesim… Eğer kabul ederseniz, sizinle evlenmek istiyorum,” demiş.

Prenses de prensin çok kibar ve hoş biri olduğunu düşünüyormuş. Teklife çok sevinmiş. Prensin gözlerinin içine bakarak:

“Elbette prensim… Kral babam da uygun görürse çok mutlu olurum,” demiş.

Hemen haberler gönderilmiş. İki krallığın tüm halkı bir araya gelmiş. Görüşmeler yapılmış, ardından büyük şölenlerle dillere destan bir düğün yapılmış. Prens ile Prenses birbirlerini çok sevmiş ve çok mutlu olmuşlar.

Böylece Prenses ve Bezelye Tanesi masalı da burada sona ermiş.

Sık Sorulan Sorular

Prenses ve Bezelye Tanesi’nin ana fikri nedir?

Bu masalın ana fikri, gerçek asaletin dış görünüşle değil; karakter, nezaket ve incelikle anlaşılabileceği mesajıdır. Hassasiyet, kibarlık ve duyarlılık prensesliğin gerçek göstergeleridir.

Prenses ve Bezelye Tanesi kaç yaş için uygundur?

Masal genellikle 3–9 yaş arası çocuklar için uygundur. Daha büyük yaş grupları için ise karakter testi, empati ve nezaket temaları açısından eğitici bir metin olarak okunabilir.

Pamuk Prenses olayı ne?

Pamuk Prenses’te kötü kalpli kraliçe, güzelliği kıskandığı için prensesi öldürmeye çalışır. Prenses yedi cücelerin yanında saklanır, zehirli elmayla uykuya dalar ve sonunda sevgiyle kurtulur.

Bezelye üstündeki prenses kimdir?

Masaldaki genç kız, başka bir ülkeden gelen gerçek bir prensestir. Kraliçenin yaptığı bezelye testi, onun soyluluğunu değil; inceliğini ve duygusal hassasiyetini doğrulamak içindir.

Gregor Mendel neden bezelyeyi seçti?

Mendel, bezelye bitkisini genetik çalışmaları için seçti çünkü hızlı çoğalır, belirgin özellikleri vardır, kolay gözlemlenir ve kontrollü şekilde çaprazlanabilir. Genetiğin babası olarak bilinen Mendel’in deneylerinin temelini bu bitki oluşturur.

Uyuyan Güzel’de prens prensesi öpüyor mu?

Klasik versiyonlarda prens, prensesi büyüyü bozmak için öper. Modern çocuk uyarlamalarında ise bu sahne daha nazik, sembolik veya atlanmış şekilde anlatılır.

Masal içinde ana fikir nedir?

Masalın temel mesajı: Gerçek değer, unvanlarda değil; kişinin içindeki nezakette ve duyarlılıkta saklıdır.

Küçük Prens kitabında verilmek istenen mesaj nedir?

Küçük Prens’in ana mesajı, sevginin, sorumluluğun ve görünmeyen değerlerin yaşamın gerçek anlamı olduğunu vurgulamaktır. “En önemlisi gözle görülmeyendir” fikri kitabın özü kabul edilir.

Bu Hikayeyi Beğendiyseniz: