Bir zamanlar, yeryüzünde gökyüzüne en çok bakan bir çocuk yaşardı. Adı Zuzu idi.
Zuzu’nun odasının tavanında yıldız çıkartmaları, yatağının kenarında oyuncak bir roket, masasının üzerinde ise küçük bir teleskop dururdu.
Her gece penceresinden dışarı bakar, yıldızların arasında kaybolur, kendi kendine sorardı: “Acaba orada bir yerlerde, bana el sallayan biri var mı?”
Bir akşam gökyüzü alışılmadık şekilde parlıyordu. Tüm yıldızlar sabit dururken, bir tanesi deli gibi yanıp sönüyordu.
Zuzu hemen teleskobunu doğrulttu.
Yıldızın etrafında mor bir ışık halkası dönüyordu. Ve teleskobun merceğinde bir anda küçük bir kelime belirdi: ‘ Gel…’
Zuzu’nun kalbi hızla çarpmaya başladı. “Bu bir uzay macera hikayesi gibiydi!” dedi heyecanla.
Sabaha kadar bekleyemedi. Evin arkasındaki kulübeye koştu.
Orada haftalardır gizlice üzerinde çalıştığı minik karton roketi vardı. İçinde düğmeler, bir ekran ve turuncu bir koltuk.
Roketin adını “Zuzu 1” koymuştu.
O gece fısıldadı:
“Hazırsan gidiyoruz, Zuzu 1. Hedef: gizemli yıldız!”
Bir tuşa bastı. Roket sallandı, ışıklar parladı ve Zuzu bir anda havalandı!
Dünya küçüldü, bulutlar geride kaldı, sonra gökyüzü tamamen karardı.
Zuzu artık uzaydaydı.
Yıldızların Arasında
Zuzu hayranlıkla etrafına bakıyordu.
Mavi gezegenler, halkalı uydular, parlayan taşlar… Her yer sessiz ama büyüleyiciydi.
Tam o sırada bir ses duydu.
“Zuzu… beni duyabiliyor musun?”
Ses yumuşak ama endişeliydi.
“Ben Gezegen Miro. Yörüngemden çıktım, kayboldum. Beni bulabilir misin?”
Zuzu gözlerini kocaman açtı.
“Bir gezegen mi konuşuyor?! Tabii ki bulurum!”
Geminin ekranına yeni bir harita düştü. Parlayan nokta, Miro’nun son görüldüğü yeri gösteriyordu.
Zuzu kemerini bağladı, motorları çalıştırdı ve “Zuzu 1” hızla ilerlemeye başladı.
Kuyruklu Yıldız Tüneli
İlk durak Kuyruklu Yıldız Tüneli idi.
Yüzlerce kuyruklu yıldız peş peşe geçiyor, arkalarında buz tozları bırakıyordu.
Zuzu dikkatle roketini yönlendirdi.
Bir yıldızın kuyruğu geminin camına çarptı minik kristaller parladı.
Zuzu gülerek bir tanesini topladı:
“Bu Dünya’ya dönünce en parlak hatıram olacak,” dedi.
Tünelin sonunda dev bir tabela belirdi:
“Dikkat! Zaman Tozu Bulutu yakında!”
Zuzu tereddüt etmedi. “Miro oradaysa, ben de oraya gideceğim,” dedi kararlılıkla.
Zaman Tozu Bulutu
Burası uzayın en gizemli bölgesiydi.
Etrafı gri ve mor sisler kaplamıştı. Geminin saati şaşırıyor, ibreler kendi kendine dönüyordu.
Bir anda sisin içinden metalik bir ses duyuldu:
“Buraya kimse giremez. Zaman burada akar, ama geri dönmez.”
Zuzu’nun içi ürperdi ama dedesinin sözünü hatırladı:
“Korktuğunda kalbini dinle, kalbin seni doğru yola götürür.”
Zuzu kalbini dinledi.
Roketin ön panelindeki kırmızı düğmeye bastı ön taraftan güçlü bir ışık yayıldı.
Sis yavaş yavaş dağıldı.
Ve orada, ışığın tam ortasında Miro göründü!
Ama Miro zincirlerle sarılmıştı. Etrafında küçük kara delikler dönüyor, onu yörüngede tutmuyordu.
Işık Taşı
Zuzu hemen roketinden indi.
Zincirleri çözmeye çalıştı ama dokunur dokunmaz elleri karardı.
O anda cebindeki Işık Taşı parladı. Bu taşı ona dedesi vermişti, “Bir gün gerçekten inanırsan işe yarar,” demişti.
Zuzu taşı iki eliyle tuttu.
“Miro, korkma. Seni kurtaracağım.”
Taşı gezegenin yüzeyine koydu.
Birden etrafa saf beyaz bir ışık yayıldı. Zincirler yavaşça çözülmeye başladı.
Kara delikler sönüp yok oldu.
Miro’nun sesi yankılandı:
“Teşekkür ederim, küçük dostum. Artık yörüngeme dönebilirim.”
Gökyüzü o anda canlandı.
Tüm yıldızlar Zuzu’ya ışık gönderdi, sanki onu alkışlıyorlardı.
Eve Dönüş
Zuzu roketine bindi. Miro, ona dönerken gülümsedi.
“Beni unutma Zuzu. Eğer bir gün yine bir yıldız yanıp sönerse, bil ki sana sesleniyorum.”
Zuzu başını salladı.
Roketi Dünya’ya doğru yöneldi. Atmosferi geçerken bulutların arasından sabah güneşi doğuyordu.
Evine vardığında, penceresinden dışarı baktı.
Gökyüzü her zamankinden daha doluydu.
Bir yıldız, diğerlerinden biraz daha fazla parlıyordu.
Zuzu gülümsedi:
“Artık hiçbir gezegen kayıp değil,” dedi.
“Ve ben, uzayda bir dost kazandım.”
O günden sonra Zuzu her gece teleskopunu çıkarır, yıldızlara bakar, sessizce fısıldardı: “İyi geceler, Miro.”
Ve bir gün… o parlayan yıldız yeniden yanıp sönmeye başladı.
Zuzu’nun gözleri parladı. “Sanırım yeni bir macera zamanı.”
Son.
Bu Uzay Macera Hikayesini Beğendiyseniz…
Benzer heyecanlı serüvenler için keşfedin:
- ➜ Daha fazla uzun macera hikayeleri okumak için tıklayın
- ➜ Tüm macera hikayeleri ana kategorimize dönün.
Yeni bir uzay macera hikayesi mi arıyorsunuz? Macera Hikayeleri sayfamızı ziyaret edin!



